SSS

Hamilelikte zorunlu olmadığı sürece ilaç kullanılması tercih edilmez. Bebeğin ilaçlara en duyarlı olduğu dönem 2 ila 12.haftalar arasıdır. Fakat ilaç kullanılmadığı zaman varolan enfeksiyon veya ağrı şikayetinin hastada daha büyük problemlere yol açacağı durumlarda ilaç kullanılması gerekir. Bu durumda hamileliğin dönemi ve ilacın güvenilirliği değerlendirilerek  ilaç kullandırılmalı.

Annenin mümkünse ilk üç ay ilaç kullanmaması önerilir. Çünkü bu dönemde kullanılan ilacın bebek üzerinde teratojen(bebek üzerinde normal olmayan durumların görülmesine neden olan madde) etkisi çok daha fazladır. Eğer annenin ilaç kullanması gerekiyorsa; kombine ilaç yerine tek ilaç tercih edilmeli, anneye gereken en ufak doz kullanılmalı, vücudun tümüne yayılan ilaç yerine bölgesel ilaç kulanılmalı.

Hamileliğin ilk aylarında görülen kusmalar, hormonların değişmesi, annenin beslenme alışmasının değişmesi dişlerde aşınma ve çürüklere ve dişeti problemlerine neden olur

Ağız sağlığının fazla bozulmaması için anne adayı hamile kalmadan önce muhakkak diş hekimi kontrolünden geçmeli ve hamilelikte anneye problem olabilecek tüm diş tedavileri yapılmalı, anne adayına diş hekimi tarafından bakım programı uygulanmalı, ağız hijyen eğitimi verilmeli.

Hamilelik sürecinin başlamasından sonra meydana gelen diş problemlerinin tedavisi aciliyet göstermediği sürece hamilelik sonuna ertelenmeli. Hamilelik sürecinde tedavi gerektiren diş problemlerinin ikinci terimesterda yapılması güvenlidir fakat ikinci trimester dışında meydana gelen ağrı ve vücutta enfeksiyona neden olacak acil problemler muhakkak gerekli önlemler alınarak tedavi edilmelidir.

Sigara içerisinde nikotin, katran, arsenik, benzen, formaldehit, karbon monoksit, hidrojen siyanür, nitrojen oksit gibi maddeler içeren ve her yıl neden olduğu hastalıklardan dolayı ülkemizde yüzbini aşkın kişinin ölümüne neden olan bağımlılığa neden olan uyarıcı bir maddedir.

Sigara vücutta akciğerler ve bronşlar başta olmak üzere nefes borusu, kalp, sindirim sistemi, pankreas, böbreklerde tedavisi mümkün olmayan hastalıklara neden olabilir. Bu kadar zarara ek olarak sigara içildiğinde vücudumuzda ilk temasta olduğu ağız bölgesinde de yumuşak dokular ve dişler üzerinde sorunlara yol açar.

İnsan vücudunda yaşlanmaya bağlı olarak birçok problem meydana gelir. Özellikle vücudun savunma mekanizmasının zayıflaması yaşlı bireylerde mikroorganizmaların vücudumuzu daha kolay etkilemesine olanak verir.

Yaşlı hastalarda ağızda özellikle erken yıllarda ağzın bakımsız kalmasından dolayı diş eti problemleri buna bağlı olarak diş kayıpları meydana gelir.

Halitozis ağız içi(intraoral) ve ağız dışı(ekstraoral) kaynaklı olabilir ve sorunun temel çözümü soruna neden olan etkenin ortadan kaldırılmasıdır. Halitozis her ne kadar reflü, gastrit, sinüs ve akciğer hastalıkları, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, geniz eti problemleri,hepatitler, vitamin eksiklikleri, menepoz, menstruasyon, hamilelik, kullanılan kanser ve kemoterapi ilaçları, astım ilaçları, antipsikotik ilaçlar gibi ağız dışı durumlar da ağız kokusuna neden olsada; ağız kokusunun primer(birincil) sebebi ağız içindeki problemlerdir. Ağzımız barındırdığı girintili çıkıntılı yüzeyler dolayısıyla kokuya neden olan bakterilerin barınması için ideal bir ortamdır.

Protez dişlerin bakımı yapılırken; dişlerin görünümünün bozulmamasına dikkat edilmeli ve ağız kokusunun, enfeksiyonların önüne geçmek amaçlanmalıdır. Temizliği yapılmadığı taktirde diş etlerinde de sorunlara görülebilir. Örneğin diş etleri çekilebilir.